İŞTE BU ZİHNİYET YÜZÜNDEN!

Siyaseti bir kenara bırakamayız ama vicdanen ve fiilen kabul edelim ki Zonguldak, son 23 yıldır belirleyici ve yönlendirici bir yatırım, dişe dokunur bir hizmet alamadı.

Hemen yatırımlar açısından Filyos diyenleriniz olabilir.

Son yıllarda hem bölgemiz hem de ülkemiz adına çok önemli bir yatırımdır ama Zonguldak Merkezi için somut, görünür bir yatırım değildir. Yani Zonguldak merkezinin kaderini değiştirmez.

Nedir mesela Zonguldak’a somut, görünür yatırım. Geçmişten örnek verelim, kömür üretiminin desteklenmesiyle kurulan Erdemir’dir, il olarak ayrılsa da geçmişte Zonguldak’ın ilçesi olan Karabük’te kurulan Kardemir’dir.

Kentin gelişmesinin, büyümesinin, Türkiye’nin ilk 7 ili arasına girmesinin nedeni kömürdür, kömüre dayalı demir-çelik sanayidir. Yani Zonguldak ile doğrudan ilgilidir.

Böylece Zonguldak, Cumhuriyet tarihinin önemli bir döneminde sanayinin gelişmesine, ekonomisinin büyümesine büyük katkılar sağlamış bir kenttir.

Bugün ise hazineye sağladığı katkıdan bile çok daha azını geri alabilen birkaç kentten biridir Zonguldak.

Hazineye bu derecede katkı sağlamasına neden olan da taşkömürü üretiminin, demir-çelik sanayisinin getirdiği ekonomik faaliyetlerdir.

Doğu-Güneydoğu illerine, Doğu Karadeniz illerine gidenler, Zonguldak’ın nasıl da geri bırakıldığını gözleriyle görürler.

Yolları, fabrikaları, ekonomik faaliyetleri, aldıkları yatırımlar-hizmetler hemen göze çarparken, Zonguldak’ta ara ki bulasın.

Evet tüneller yapıldı, yapılmaya devam ediyor ama diğer kentlere yapılanları gördükçe devede kulak bile diyemiyorsunuz.

Bölgenin gözbebeği Türkiye Taşkömürü Kurumu, büyük katkılar sağladığı dönemleri geride bırakmış, çünkü küçültülmüş, üretimi azaltılmış, kömür üretimine yönelik yatırımlar düşük kalmış.. Ama yurt dışına taşkömürü ithalatı için ödenen paralar milyarlarca dolar olmuş…

Kömür memleketi Zonguldak, yurt dışından kömür ithal edilen, diğer illerden kömür getirilen il haline gelmiş.

TTK’nın zararı 6 milyar lirayı bulmuş, redovanslı sahalarda tüm imkansızlıklara ve yüksek maliyetlere rağmen kömür üretilebilirken TTK sanki kömür üretmesin diye bakılıyor!

Bu şehrin geçmişte öyle milletvekilleri, öyle bakanları vardı ki şehre hizmet geliyordu. Yatırımlar yapılıyor, TTK’da 40 bine yakın işçi çalışıyor, sadece ülkenin değil aynı zamanda Zonguldak’ın ekonomisine büyük katkılar sağlanıyordu. Genel Müdürlükler, bölge müdürlükleri vardı. O zamanlar Zonguldak, Anadolu’nun Paris’iydi.

Şimdi bakın TTK dışında Genel Müdürlük kalmadı, bölge müdürlükleri tek tek kapatıldı. Bunlar yapılırken dönemin milletvekilleri gıklarını çıkarmadılar.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren büyük göç alan Zonguldak, göç verir duruma geldi ve gittikçe küçüldü. Bu gidişle köy kente dönüşür!

Düşünün Karadeniz’in dalgalarının sahillerini dövdüğü bu kentte Balıkçı Çarşısı bile yok artık!

Balıkçılar kentin göbeğinde orta yere tezgah açmak durumunda kalıyorlar.

Zonguldak’a tünel-yol yapmakla övünen milletvekilleri, Kozlu’da köprülü kavşak yapımına karşı çıkan zamanın Kaymakamına seslerini bile çıkarmadılar. Şimdi o kavşak eskisi gibi sorunlu. Yani sorunu çözsün diye yapılan iş, doğru yapılmayınca sorunun kaynağı olmayı sürdürüyor.

Yılan hikayesine döndü denir ya, Lavuar Alanı Projesi de o söze en büyük örnektir.

Bir önceki ihaleyi alan firma 6 ay sonra bıraktı gitti. Tekrar yapılan ihaleyi alan firma ise konkordato ilan etti, inşaat durma noktasına geldi.

Öyle milletvekilleri, öyle belediye başkanları gördü ki bu memleket… Kentin ekonomik faaliyetler açısından son can damarlarından biri olan Limanı kapatıp, 300-500 milyon lira harcayıp yürüyüş yolu-millet bahçesi yapmak istediler. Çok da uğraştılar, anket bile yaptılar.

Diğer iller kentlerine liman yaptırmak için çırpınırken biz de var olan limanı kapatmanın peşine düştüler. O işe karşı çıkanların başında Lokman Gül olarak ben de vardım.

O iş olmayınca bu kez limanı otopark yapmak istediler. Üstelik Cumhurbaşkanı liman taşımacılığı, ihracat diye bağırırken, teşvik üstüne teşvik sağlarken bunlar limanı otopark yapacaklardı.

Ekonomik faaliyetleriyle, yarattığı istihdamla kente katkı sağlayan bu tür alanlar, bazı siyasetçilerin görünür hizmet hevesine kurban gitti, gidiyor.

Sonra diyoruz ki bu kent neden gelişmiyor diye. İşte bu zihniyet yüzünden gelişmiyor.

Hangi bürokratın nereye atandığı da önemli elbette. Bu işler siyasi kararlarca bürokratlar tarafından yapılır. Ama uygunsuz yakalandığı iddialarıyla önce görevden alınan bir bürokratı, Ereğli milletvekili destekli, Kaymakam onaylı gözde bir okula müdür yapmakla olacak şeyler değil elbette. Olmuyor zaten.

Milletvekillerimizin en büyük övünç kaynağı Uzunmehmet Camii.

Kentin silüetini değiştiren, kente güzel bir görünüm kazandıran bir camidir Uzunmehmet Camii. Kentin simge camilerinden biri haline geldi.

Siyasilerin bununla övünmesi nedeniyle söylüyorum; Uzunmehmet Camii kentin ekonomisine ne gibi katkılar sağladı? Yanlış yapılan projeleri düzeltti mi? Şehirdeki işsizliğe çare mi oldu? TTK’nın zararını mı azalttı?

Bugün gelinen noktada Uzunmehmet Camii ekonomik olarak zor durumda. Yüksek masraflarını karşılayacak ödeneği de bağış geliri de yok.

İşte bir kentin son 23 yılda nereden nereye geldiğinin kısa özeti…

İLAHİ ADALET HİÇ ŞAŞMAZ!

Zonguldak’ın meşhur Cevat’ını bilir misiniz?

İnsanları karalamak, iftara atmak, şantaj yaparak para kazanmak için atmayacağı takla, yatmayacağı oyun olmaz bu Cevat’ın…

Aslında artık onu herkes biliyor, tanıyor. Tanınmış Cevat yani, meşhur Cevat..

Sözde başkalarını anlatıyor ama anlattığı kendisi aslında. Yani kendi maskesini gösterip başkalarına laf ediyor.

Kendi bahçesi kirli ama başka bahçelere çöp atıp pis diyor iyi mi?

Başkalarının yatak odalarını diline dolayan ama kendi yatak odasının curcunasını görmezden gelen bu Cevat, saptırmayı, iftira atmayı marifet sayıyor.

Bana da satır aralarında bulaşıyor. Alnımız açık şükür…

Elbette attığı iftiraların, söylediği yalanların bir hesabı olacak… İlahi adalet hiç şaşmaz!