SON DAKİKA

ZONGULDAK HABER HÜRDÜŞÜN GAZETESİ LOKMAN GÜL

Lokman GÜL yazıyor

Lokman GÜL yazıyor
Bu haber 27 Ağustos 2024 - 14:42 'de eklendi ve 714 views kez görüntülendi.

MESELE AĞLAŞMAK DEĞİL!

Son dönemlerde herkes ağlıyor. Belediyeler, bürokratlar, kurumlar, siyasetçiler hep ağlıyorlar.

Şehre, halka hizmet edeceklerine birbirlerini suçlayıp ağlaşıyorlar.

Oysa ağlayacak olan emekliler, asgari ücretliler, küçük esnaflar, memurlar, emekçiler, yoksullar, yoksullaşanlardır…

İşte onların sorunlarına çözüm bulacak olanlar, oturmuş hep birlikte ağlaşıyorlar.

AK Parti ve CHP İl Başkanları kendi partilerinden olmayan belediye başkanlarını suçluyorlar…

Doğrudur, çalan, çaldıran, görevini kötüye kullanıp yandaşlarını zengin ederken belediyeleri soyduran kim varsa ayrım yapmaksızın eleştirilmeli ve yargı önünde hesap vermelidir. Bunun aksine düşünen zaten yok!

Son günlerde önceki dönem Devrek Belediyesi’nin CHPli Başkanı Çetin Bozkurt gündemde…

AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan 2019-2024 yılları arasında belediyede yapıldığı öne sürülen yolsuzlukların, belediye başkanının yakın gördüğü kişilere verdiği iddia edilen 120 bin TL’lik maaşların, kesilen faturaların, özetle 5 yılda yapıldığı öne sürülen tüm usulsüzlüklerin hesabını soruyor.

Öyle anlaşılıyor ki Eski Belediye Başkanı Bozkurt, kendi döneminde vatandaşa hizmet etmek yerine kendisine ve yandaşlarına hizmet etmeyi tercih etmiş. Hesabını yargı önünde verecektir elbet…

Peki AK Partili belediyeler sütten çıkmış ak kaşık mı?

AK Partili belediyelerde hiç mi yolsuzluk yapılmamış, yandaşlara kıyaklar çekilmemiş, ihale usulsüzlükleri yapılmamış?

AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan ile CHP İl Başkanı Devrim Dural, doğruda buluşmalı ve hangi partiden olursa olsun aldığı yetkiyi kötüye kullananlara birlikte hesap sormalıdırlar… Halk için, halkın hakkı için mücadele edilecekse partisine bakmaksızın herkesten bu hakkı yiyenlerden hesap sorulmalıdır.

Ben hem AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ı, hem de CHP İl Başkanı Devrim Dural’ı duruşları nedeniyle takdir ederim. Ama yanlışa hep birlikte yanlış denmesi gerektiğini de düşünüyorum.

Sadece bununla yetinmemeliler, doğruda da birleşip halka ve Zonguldak’a birlikte hizmet etmeliler.

Zonguldak, aş-iş peşinde, TTK ve rödevanslı sahalarda sorunlar var. TTK kömür üretemiyor, zararı artıyor, rödevanslı saha sahipleri devletin söz verdiği desteği alamıyorlar, durma noktasına geldiler. İşte en başta bu hayati sorunlara birlikte çözüm üretmeliler.

2025 yılına kalır-kalmaz birçok rödevanslı saha işletmecisi havlu atar. Oysa ülkemiz sanayisi ve enerjisi için çok önemli bir kaynağı, taşkömürünü üretiyor, binlerce kişiye istihdam yaratıyorlar. Görmezden gelinmeleri yanlıştır.

Şehrin yatırım alması, emeklinin çalışandan çok olduğu Zonguldak’ta istihdam yaratılması için Çağlayan ve Dural birlikte çalışmalı…

O zor iş diyorsanız, işte onlar o zor işi başarmalı…

Ağlaşmakla olmuyor ki bu işler…

BAŞKAN ERDEM FIRSAT VERMEMELİ!

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Zonguldak’ın kendisine duyduğu güven ile seçimleri kazandı ve göreve geldi. Seçimlerden önce biz dedik ki, “Tahsin Erdem dürüsttür, çalmaz-çırpmaz-çaldırmaz”. Bu sözlerimizin bugün de arkasındayız.

Erdem göreve geleli yaklaşık 5 ay oldu ama belediyeye hala hakim olamadı. Bazı belediye meclis üyeleri içeriden, bazı şahıslar ise dışarıdan belediyeye hakim olmaya, kendi çıkarları doğrultusunda Belediye Başkanını bir şekilde yönlendirmeye çalışıyorlar.  Hele hele belediye meclis üyeleri arasındaki geçimsizlik doğrudan Başkan Erdem’e yansıyor. O nedenledir ki Başkan Erdem’in hem içeriden hem dışarıdan gelen hakim olma savaşına prim vermemesi ve özellikle bazı isimlere çok dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü kendi çıkarı peşinde koşanlar başarırsa Erdem kaybeder.

Öylesine bir çekişme ve çekemezlik var ki Belediye içinde ve dışında… Örneğin Başkan Tahsin Erdem, geçenlerde izne ayrıldı ve tatile çıktı. Vekaleti de Belediye Meclis Üyesi Adil Bahadır’a bıraktı. Adil Bahadır, vekaleten yürüttüğü bu görev sırasında gerçekten koşturdu, çok çalıştı. Şantiyeleri, belediye çalışmalarını sürekli denetledi. Örneğin Milli Egemenlik Caddesi’ni Soğuksu’ya bağlayan yolun bir bölümünün betonlanması, bir bölümünün parke onarımını günde 3 kez denetledi ve 3 gün içinde bitirilmesini sağladı.

Vekalet ettiği Belediye Başkanlığı koltuğunda sabah 1 saat bile oturmadan sahaya çıktı, koşturdu.

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Hemen kazanı kaynatmaya başlayanlar oldu. Yok efendim makam koltuğunda oturmuyormuş, kendini çok çalıştı gösterip Başkan Erdem’in kuyusunu kazıyormuş! Yani birilerinin işine gelmedi, sallayıp durdular…

Adil Bahadır o eleştirilere “Bu makam emanettir. İzinden döner emaneti teslim ederiz” diye cevap verdi. Çalışmayı sanki kötü niyetli bir hedefmiş gibi değerlendirenlere ders verdi.

Oysa Adil Bahadır’ın koşturduğu işler belediyenin planlı işleri zaten, belediyenin işleri. Yani Başkan Erdem’in onay verdiği işler. Erdem’in onayladığı ve yapılması talimatını verdiği işlerin yürütümünü takip etti Adil Bahadır. İyi de yaptı.

Biliyorum ki Adil Bahadır Tahsin Erdem’e, Tahsin Erdem de Adil Bahadır’a yanlış yapmaz…

İşte Başkan Erdem, işyerine gelmedi diye kendisini yıpratmak için herşeyi fırsata çevirmeye çalışanlara karşı çok dikkatli davranmalıdır.

Halkta halen var olan sempatisini ve desteğini ancak bu şekilde sürdürebilir.

Elbette Belediye Başkanı Tahsin Erdem hakkında doğru bildiklerimizi söyleyeceğiz. Ama yeri geldiğinde de, yanlışını gördüğümüzde de eleştireceğiz.

Başkan Erdem’in şu kısa görev süresi içinde özellikle parti içinde çıkarı doğrultusunda hareket edenlerin tezgahları yüzünden yanlışlar yaptığını da açıkça söyleyelim. Erdemli belediyecilik sözü veren Erdem, erdemsizlerin tezgahlarına karşı dikkatli olmalıdır.

EKMEK TEKNESİNİ KAPATMAK…

Yeri geldiğinde Belediye Başkanı Erdem’i eleştireceğimizi söyledim.

Eleştirim İncivez’de gariban bir kadının işlettiği çay ocağının ruhsatı olmadığı gerekçesiyle kapatılıp, Belediyece mühürlenmesine…

Gariban bir insanın, evinin geçimini sağlamaya çalışan bir kadının ekmek teknesini kapattınız.

Ne yapacak o kadın, evini nasıl geçindirecek?

Dilencilik mi yapsın, hırsızlık mı? Yoksa milletimi dolandırsın?

Site-İncivez’de kaç işyerinin ruhsatı var ki küçük bir çay ocağını ruhsatı yok diye kapattınız. İşini kolaylaştırmak ruhsat almasına yardımcı olmak varken neden insanları böyle mağdur ediyorsunuz? Ruhsatı olmayan başka işyerlerine ne gibi işlem yaptınız?

Ama ruhsat verdikleriniz oldu. Neye göre ruhsat verdiniz? Yoksa parayı veren ruhsatı aldı mı?

Çay ocağını işleten kadın ruhsat için tüm evraklarını tamamlayıp müracaatını yapmış. Ruhsat almasının önünde bir engel de yok. Ama ne hikmetse talimat verdiğiniz halde o evraklar imzanız için bir türlü Zabıta Müdürlüğü’nden önünüze gelemedi.

Bu nasıl iştir Allah aşkına…

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER