BELEDİYEYİ KİM YÖNETİYOR?

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in bu göreve seçilmesinin üzerinden 6 aya yakın bir süre geçti.

Zonguldak halkı, Tahsin Erdem’e güvendi; Dürüstlüğüne güvendi, çalmayacağına, çaldırmayacağına güvendi ve oy verdi.

Ben de birçok kez bunu dile getirdim.

Erdem; dürüsttür, çalmaz-çaldırmaz diye…

Ama maalesef herkeste bulunmayan bu özellikler iyi bir belediye başkanı olmaya yetmiyor.

Aradan çok uzun zaman geçmedi ama çevremde bulunan ve CHP’nin belediye başkan adayını belirlemek için yaptığı önseçimde Tahsin Erdem’den yana tercihte bulunan birçok arkadaşım hayal kırıklığına uğradıklarını söylüyorlar.

Yanlış anlaşılmasın Tahsin Erdem’in dürüstlüğünden, çalmayacağından, çaldırmayacağından değil belediyeyi yönetme şeklinden hayal kırıklığına uğramışlar.

Yine de Tahsin Erdem’in kendini toparlayacağını umut ediyorlar.

Bunlar geri kalan 4,5 yıl için bir sinyaldir.

Bir Belediye Başkanı olarak Tahsin Erdem; bu güven kaybının neden kaynaklandığını çevresindekilerle değil kendisi tahlil etmeli ve gereğini yapmalıdır.

Önceki Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın düştüğü hataya düşmemelidir. Erdem, Alan’ın toplum nazarında düştüğü durumdan ders almalıdır.

Tahsin Erdem’in ticari çıkarları için belediye meclisine girenlerle, şahsi çıkarları için yanında bulunanlarla arasına mesafe koyması bu saatten sonra zorunluluktur.

Bu konuda geçmişte kaleme aldığım yazılarda kendisine bu yönde uyarılarım oldu.

Ama Erdem bildiğini okudu.

O kişiler ki Tahsin Erdem’e kısa süre içinde hatalar yaptırdı.

Eğer o mesafeyi koymazsa Tahsin Erdem hata yapmaya devam edecek demektir.

Bakın Tahsin Erdem, göreve seçilmesinin ardından Sercan Cansızoğlu’nu Özel Kalem Müdürlüğü’ne atadı.

Sercan Cansızoğlu düzgün, genç bir arkadaştır.

Özel Kalem Müdürü, makamın sağ koludur.

Erdem, sağ kolunu 6 ayda kesip attı.

Belediye Meclis Üyelerinin çoğunluğunun bu görevden almaya karşı çıktığını, onaylamadığını biliyorum.

6 ay içinde alınan birbirine zıt iki karar, Özel Kalem Müdürlüğü’ne kimi getirirse getirsin tartışılır hale getirdi.

Oysa Erdem kendisine, sırf kendi çıkarları uğruna olmayacak hatalar yaptıranlarla, kendi çıkarlarına dokundu diye kararından vazgeçirmek için hakkında yine olmadık yazılar yazdıranlarla can ciğer kuzu sarması. Mekanlarından bile çıkmıyor.

Bu konuda da çok önceden uyarılarda bulunmuştum.

O yüzden son günlerde Tahsin Erdem’in hakkında oluşan olumsuz yargılara pek şaşmıyorum aslında…

Malum, kılavuzu karga olanın…

Tahsin Erdem’in seçim öncesi vaatleri vardı.

Kent Lokantası gibi, makam aracı kullanmamak gibi…

Özellikle makam arabası kullanmama vaadini eleştirmiştim.

Zonguldak küçük ama sorunları büyük bir kenttir.

Belediye Başkanının güvenliği, ağırlığı ve otoritesi önemlidir.

Belediye Başkanının, arada bir halkın içinde olduğunu göstermek için dolmuşa-otobüse binmesi normal karşılanabilir. Ama bir belediye başkanı sürekli dolmuşa da, bir başka kişinin aracına da binmez.

Gelinen noktada Tahsin Erdem şimdi makam aracını kullanıyor.

Olması gereken bu çünkü..

Üstüne de polis korumasıyla gezmeye başladı.

Böylece ülke belediyecilik tarihine de geçmiş oldu.

Tahsin Erdem’in 6 ayda geldiği nokta bu…

Eni konu düşünülmeden verilen vaadlerin bedelidir bu…

Diğer yandan Kent Lokantası sözü vardı, tuttu.

Kent Lokantası’nı açtı.

Tekrar söylüyorum; Kent Lokantası işi sürdürülebilir değil.

Hepimiz Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştiriyoruz, vergi üstüne vergi koyup zam üstüne zam yapılmasına neden oluyor diye…

Maşallah Tahsin Erdem, sosyal belediyecilik iddiasıyla Kent Lokantası açıyor ama diğer yandan binlerce insanı ilgilendiren suya, katı atığa başta olmak üzere tüm belediye hizmetlerine rekor zamlar yapıyor!

Yapılan o zamların üzerini Kent Lokantası’nın sosyal belediyeciliğiyle  örtemezsiniz.

Kaldı ki Zonguldak küçük yer. Büyük kentlerde Kent Lokantası sosyal belediyecilik işlevi görebilir ama Zonguldak gibi küçük bir kentte o sosyal taraflardan biri olan lokantacı esnafının canına okur.

Sayın Erdem, lokantacı esnafı içinde bir sosyal belediyecilik projesi geliştirsin de o zaman görelim sosyal belediyeciliğini…

Diğer yandan CHPli Belediye Meclisine hakim değil Erdem.

CHPli Belediye Meclis üyeleri 3 gruba ayrılmış vaziyetteler.

Belediye Meclisi’ni birleştirmesi gereken Belediye Başkanı Erdem’in tutumu nedeniyle sorunlar yaşandığı, bazı belediye meclis üyelerinin istifa etme noktasına geldiği, ancak parti tarafından şimdilik vazgeçirildikleri söyleniyor.

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’e tavsiyemdir; Belediyeyi Erdem değil başkaları yönetiyor algısını yıkmalıdır.

Biz bu uyarıları Tahsin Erdem’e en baştan beri yapıyoruz.

Şükür ki, ticari çıkar beklentimiz de yok şahsi çıkar hesabımızda…

O yüzden Belediye Başkanı Tahsin Erdem, o çıkar hesapları içinde olmayanlara kulak vermelidir.

ALİ RIZASIYLA…

Zonguldak’ın en çok okunan gazetesi-haber sitesi diye övünüyor.

Dün birbirlerine söylenmedik laf, etmedik hakaret bırakmadığı vatandaşla şimdi usta-çırak olmuşlar. Kendilerine koyacak yer bulamıyorlar.

Memleketin en zekisi o, memleketin en dürüstü o, memleketin en mangal yüreklisi o! Yani o kendisi için öyle diyor.

Ali Razısıyla ahlaksızca yazılar yazıyor.

Şantaj yapmakla, özel hayatları bile kurcalamakla adamlık olur sanıyor.

Yoksa onun ne olduğunu bilmeyen yok zaten…

Yalanlarla, çarpıtmalarla öylesine algı oluşturmaya çalışıyor ki millet bunları yer sanıyor. Türkçe’yi eğip bükerek ahlak dışı göndermeler yapıyor, sonra da alkış bekliyor!

İtibarı zaten yok.

Sözde üstün zekasıyla olaylar hakkında öyle senaryolar yazıyor ki, inanılır gibi değil! İnanılmıyor zaten ya neyse!

Beni de diline dolamış…

Trafikte yaşadığım bir tartışmayı bir başka olayla ilişkilendirme gayretine girmiş. Öyleymiş gibi algı yaratmaya çalışıyor.

Hiçbir ilgisi yok önce onu söyleyeyim…

Ben Zonguldak’ın sokaklarında, caddelerindeyim.

Birilerinin bana verilemeyecek hesabı vardır da benim kimseye verilecek hesabım yoktur.

Sadece Allah’a verilecek bir hesabım var, sadece ondan korkarım.

Yazıp çizerken yürek yemiş ayakları yapan vatandaşı caddelerde, sokaklarda gören var mı? O vatandaşı arasanız da bulmanız zor.

Çünkü insan içine çıkacak yüzü de yok, zerrece cesareti de.

Attığında mangalda kül bırakmıyor, iyi-güzel de mangal nerede!

Ona tavsiyem şu; Benim bahçemde dolaşmasın, gülün dikenleri bir yerlerine batmasın…